Bakış açıları arasındaki farklar nelerdir?
Bakış açıları arasındaki farklar nelerdir
Yılmaz ŞENER, Sahilde ölen çocukları, kendi toprağından kaçan insanları değil. Sadece bizim ülkemiz için konuşmuyorum. Herkes için güzel bir geçmiş olsa ve herkes dönebilse.
Aynı coğrafyada yaşıyoruz diye aynı hayalleri, aynı umutları paylaşmalıyız diye bir kanun mu var? Neden herkes bizimle aynı düşünmek zorunda olsun ki? Oysa çeşitlendikçe güzelleşir dünya. İnsanlar geçmişi özlüyor sanki geçmiş bugünden daha iyiymiş gibi… İnsanların özledikleri samimiyet, geçmiş değil. Yoksa eski yeniden de kötü.
2.Abdulhamit, Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor, demiş. Herkes haklı olduğunu düşünürse bu savaşların sonu gelmez. Hatayı kabul etmek erdemliktir derler. Kabul eden bir Allah’ın kulu yok. O halde herkes haklı mı? Haklı sevdalar, temiz hayaller, büyük umutlar da var elbette. Ben kurunun yanında yaşın yanmasına üzülüyorum zaten. O gencecik yaşında yanan evlatlara üzülüyorum.
Bu bencillik kavgası, güç kavgası, Birileri ortalığı karıştırmanın verdiği hazla evinde oturup bu vaziyetleri izliyorsa, bu insanlık dramıdır. Bu aralar da ortalıkta çok dolaşmaya başladı bu cümle, basitleşti artık. Bu cümlenin anlamını yapanlar sessizce oturmuş bekliyorlar. Sokakta bağıran, hastanede ağıt yakan analar, babaları kimse dikkate almıyor. Dünya dilsiz olmuş sanki. Öyleyse insanlık nerede? Hani insanlık?
Dilini bilmene ya da hangi ülkenin vatandaşı olduğunu bilmene gerek var mı? Sadece nefes alsın diyerek dalga geçtiğimiz şeyi burada kullanamaz mıyız? Zaman değişti diyorlar. Değişen, insanlık. Biz böyle değildik. Kim olduğumuzu nerden geldiğimizi unuttuk. Öyleyse Fabrika ayarlarımıza dönebilir miyiz?
Fabrika ayarlarımıza döneceksek önce dünyaya insanlığın ne olduğunu hatırlatmamız gerekiyor. Biz öyle bir neslin evlatlarıyız ki elbet istersek bunu da başarırız. Ama bence ihtiyacımız yok geçmişe. Ne var ki geçmişte. He atacaksak eğer atalım, sonrasında da unutmadan yaşayalım insanlığımızı. Tek yapmamız gereken insanca yaşamayı hatırlamak, hatırlatmak.
O, bu, şu değil. O insan. Bu insan. Şu insan. Hepsi bu. Ne demiş Yunus Emre yaradılanı severim yaradandan ötürü. Bu sözü herkes biliyor, zaten iş bilmek değil. İş hayata aksetmekte… Herkes medeni bu dünyada. Daha ben cahilim diyenle karşılaşmadım ama medeniyet ne? İşte söylüyor M.Akif ERSOY, Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar. Bunu da açıklamama gerek yok sanıyorum. Herkes akıllıysa bu sözü anlamıştır, eminim. Anladı anladı da hani uygulayan?
Bakış açıları arasındaki farklar nelerdir
Yılmaz ŞENER, Sahilde ölen çocukları, kendi toprağından kaçan insanları değil. Sadece bizim ülkemiz için konuşmuyorum. Herkes için güzel bir geçmiş olsa ve herkes dönebilse.
Aynı coğrafyada yaşıyoruz diye aynı hayalleri, aynı umutları paylaşmalıyız diye bir kanun mu var? Neden herkes bizimle aynı düşünmek zorunda olsun ki? Oysa çeşitlendikçe güzelleşir dünya. İnsanlar geçmişi özlüyor sanki geçmiş bugünden daha iyiymiş gibi… İnsanların özledikleri samimiyet, geçmiş değil. Yoksa eski yeniden de kötü.
2.Abdulhamit, Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor, demiş. Herkes haklı olduğunu düşünürse bu savaşların sonu gelmez. Hatayı kabul etmek erdemliktir derler. Kabul eden bir Allah’ın kulu yok. O halde herkes haklı mı? Haklı sevdalar, temiz hayaller, büyük umutlar da var elbette. Ben kurunun yanında yaşın yanmasına üzülüyorum zaten. O gencecik yaşında yanan evlatlara üzülüyorum.
Bu bencillik kavgası, güç kavgası, Birileri ortalığı karıştırmanın verdiği hazla evinde oturup bu vaziyetleri izliyorsa, bu insanlık dramıdır. Bu aralar da ortalıkta çok dolaşmaya başladı bu cümle, basitleşti artık. Bu cümlenin anlamını yapanlar sessizce oturmuş bekliyorlar. Sokakta bağıran, hastanede ağıt yakan analar, babaları kimse dikkate almıyor. Dünya dilsiz olmuş sanki. Öyleyse insanlık nerede? Hani insanlık?
Dilini bilmene ya da hangi ülkenin vatandaşı olduğunu bilmene gerek var mı? Sadece nefes alsın diyerek dalga geçtiğimiz şeyi burada kullanamaz mıyız? Zaman değişti diyorlar. Değişen, insanlık. Biz böyle değildik. Kim olduğumuzu nerden geldiğimizi unuttuk. Öyleyse Fabrika ayarlarımıza dönebilir miyiz?
Fabrika ayarlarımıza döneceksek önce dünyaya insanlığın ne olduğunu hatırlatmamız gerekiyor. Biz öyle bir neslin evlatlarıyız ki elbet istersek bunu da başarırız. Ama bence ihtiyacımız yok geçmişe. Ne var ki geçmişte. He atacaksak eğer atalım, sonrasında da unutmadan yaşayalım insanlığımızı. Tek yapmamız gereken insanca yaşamayı hatırlamak, hatırlatmak.
O, bu, şu değil. O insan. Bu insan. Şu insan. Hepsi bu. Ne demiş Yunus Emre yaradılanı severim yaradandan ötürü. Bu sözü herkes biliyor, zaten iş bilmek değil. İş hayata aksetmekte… Herkes medeni bu dünyada. Daha ben cahilim diyenle karşılaşmadım ama medeniyet ne? İşte söylüyor M.Akif ERSOY, Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar. Bunu da açıklamama gerek yok sanıyorum. Herkes akıllıysa bu sözü anlamıştır, eminim. Anladı anladı da hani uygulayan?