Hukukta Ikrah Ne Demek ?

Deniz

New member
Hukukta İkrah Ne Demek?

Hukuk terminolojisinde sıkça karşılaşılan kavramlardan biri olan ikrah, özellikle borçlar hukuku ve sözleşmeler alanında önemli bir yer tutar. Hukukta ikrah, bir kişinin iradesinin sakatlanmasına yol açan, tehdit veya korkutma yoluyla yapılan baskı sonucunda bir işlemde bulunmasını ifade eder. Bu yazıda, hukukta ikrah ne demek sorusuna kapsamlı bir şekilde cevap verecek, ikrah türlerini, şartlarını ve sonuçlarını detaylı şekilde ele alacağız. Ayrıca, ikrahın hukukî geçerliliği üzerindeki etkilerine de değinerek, okurlarımıza pratik bilgiler ve ipuçları sunacağız.

İkrah Nedir?

İkrah, bir kişinin iradesinin fesada uğratılması sonucu, yapmak istemediği bir fiili yapmaya zorlanmasıdır. Hukuk sisteminde bu durum, irade serbestisi ilkesinin ihlali anlamına gelir. Bu nedenle ikrah altında yapılan işlemler genellikle geçersiz ya da iptale tabi kabul edilir.

Örneğin bir kişiye, "Bu sözleşmeyi imzalamazsan sana veya ailene zarar veririm" şeklinde tehdit yöneltilmesi durumunda kişi sözleşmeyi rızası dışında imzalamış sayılır. Bu olayda ikrah durumu oluşmuş olur.

İkrahın Hukuki Tanımı

Türk Borçlar Kanunu’nun 39. maddesi, ikrahı şu şekilde tanımlar: “Bir sözleşmenin yapılmasında taraflardan biri diğer tarafa veya onun yakınlarından birine, haksız bir zarara uğrayacağı yönünde korku vermiş ve bu korku sözleşmeyi yapanın makul bir kimse gibi davranmasını engellemişse, bu irade sakatlığı ikrah olarak kabul edilir.”

Bu tanıma göre, ikrahın geçerli olabilmesi için üç temel unsurun bulunması gerekir:

1. Korkutma eyleminin varlığı

2. Bu korkunun ciddi ve haksız olması

3. Korkunun irade üzerinde etkili olması

İkrah Türleri

Hukukta ikrah, çeşitli türlerde karşımıza çıkabilir:

- Mutlak İkrah: Kişi üzerinde ciddi ve kaçınılmaz bir baskı vardır. Normal bir insan bu tehdide maruz kaldığında aynı şekilde davranır.

- Nisbi İkrah: Tehdit, genel kabul gören ölçülere göre o kadar ciddi olmayabilir; ancak tehdit edilen kişinin kişisel özellikleri dikkate alındığında etkili olmuştur.

- Fiziki İkrah: Kişinin bedenine doğrudan yönelik bir zor kullanımı vardır.

- Manen İkrah: Kişi, psikolojik baskı ya da tehdit ile zorlanmıştır.

İkrahın Sözleşmelere Etkisi

Bir sözleşmenin ikrah altında yapılması halinde, bu sözleşme iptale tabidir. Yani, tehdit altında kalan taraf, bu sözleşmenin iptalini mahkemeden talep edebilir. Bu iptal hakkı, tehdidin ortadan kalkmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır. Bu süre içinde kullanılmazsa, sözleşme geçerli hale gelir.

İkrah ve Cezai Sorumluluk

İkrah sadece özel hukuk alanında değil, ceza hukukunda da önemli sonuçlar doğurabilir. Tehdit yoluyla bir kişiyi iradesi dışında bir eylemde bulunmaya zorlayan kişi, Türk Ceza Kanunu'na göre cezai yaptırımlarla karşılaşabilir. Özellikle tehdit, şantaj veya cebir suçları kapsamında değerlendirilebilir.

Hukuki Süreçte İkrah Nasıl İspatlanır?

İkrah iddiasında bulunan taraf, bu durumu ispatla yükümlüdür. Bu ispat tanık beyanları, ses veya görüntü kayıtları, yazılı belgeler ve diğer delillerle yapılabilir. Ancak çoğu zaman ikrah gizli yürütülen bir eylem olduğu için ispatı oldukça güç olabilir. Bu nedenle taraflar, sözleşme süreçlerinde hukuki danışmanlık almaya özen göstermelidir.

Sıkça Sorulan Sorular

1. İkrah ile hata arasındaki fark nedir?

İkrah, dışsal bir baskı sonucu kişinin iradesinin sakatlanmasıdır. Hata ise kişinin bir olay veya unsur hakkında yanılgıya düşmesidir. İkrahta dışsal bir zorlama varken, hatada kişinin kendi algısı etkilidir.

2. İkrah her zaman sözleşmeyi geçersiz kılar mı?

Hayır. İkrah, sözleşmeyi kendiliğinden geçersiz kılmaz. Sözleşmenin iptali için tehdit edilen tarafın bu yönde dava açması gerekir. İptal hakkı kullanılmazsa sözleşme geçerliliğini korur.

3. Psikolojik baskı da ikrah sayılır mı?

Evet. Fiziksel şiddet gibi olmasa da, ciddi psikolojik baskı da ikrah kapsamında değerlendirilebilir. Özellikle baskının kişinin iradesi üzerinde etkili olduğu ispatlandığında, bu durum geçerli bir ikrah oluşturur.

4. Kamu görevlisinin yaptığı tehdit ikrah sayılır mı?

Evet. Kamu görevlisinin görevini kötüye kullanarak yaptığı tehditler de ikrah kapsamında değerlendirilir. Hatta bu tür durumlar daha ağır sonuçlar doğurabilir ve cezai soruşturma konusu olabilir.

5. Tehdidin gerçek olması gerekir mi?

Hayır. İkrah için tehdidin gerçek olması gerekmez, önemli olan tehdit edilen kişinin bu tehdidi ciddiye alarak korkuya kapılmasıdır. Yani tehdit edilen kişinin üzerinde ciddi bir baskı oluşmuş olması yeterlidir.

Ekstra İpuçları ve Tavsiyeler

- Sözleşme yaparken tarafların iradelerinin serbest olup olmadığını sorgulamak gerekir.

- Şüpheli bir durumda mutlaka bir avukattan hukuki danışmanlık alınmalıdır.

- Tehdit veya baskı altında kalındığında, mümkünse yazılı delil bırakacak şekilde davranılmalı; bu tür durumlar belge altına alınmalıdır.

- Sözleşmelerin geçerliliği konusunda ikrah şüphesi varsa, bu konuda zaman kaybetmeden iptal davası açılmalıdır.

Faydalı Kaynaklar

- Türk Borçlar Kanunu Madde 39

- Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri (TCK 106 ve devamı – tehdit, cebir)

- Yargıtay kararları (ikrah ile ilgili emsal kararlar)

- Hukukçular için Borçlar Hukuku kitapları

Sonuç olarak, hukukta ikrah, hem özel hukuk hem de ceza hukukunu ilgilendiren, kişinin irade serbestisini ortadan kaldıran ciddi bir hukuki problemdir. İkrah durumunda yapılan işlemler geçersiz ya da iptale tabi olabilir. Bu nedenle, herhangi bir işlemde bulunmadan önce kişinin iradesinin gerçekten özgür olup olmadığı dikkatlice değerlendirilmeli, ikrah şüphesi varsa hukuk yollarına başvurulmalıdır.